Emek sorununa hem geleneksel Marksizmin hem de post-modern Marksizmin bakış açısından farklı bir yerden bakan kitap, soyut-somut emek, işçi sınıfı, devrimci özne, devrimci bilinç, sömürü, işçi sınıfı örgütleri gibi temel kavramları yeniden ele alıp yorumluyor. Bu yorumun ekseninde ise "kapitalist iş" duruyor. Emek Tartışması kitabı, kapitalist işi ve kapitalist işe dayalı toplumsallığın kuruluşunu ve işleyişini derinlemesine inceliyor. Kitabı derleyenlerin "karşılığı parasal ücretle ödenen…özgül bir emek biçimi" olarak tanımladıkları kapitalist iş, kapitalist değer üretme ilişkilerinin genişletilmesi ve derinleştirilmesinin sürekliliğini sağlayan temel olarak ortaya konuyor. Kapitalist iş olmaksızın ne kapitalist değer üretimi ne de bu değer üretimini güvence altına alan toplumsal ilişkilerin kuruluşu mümkün olabilir. "İnsan etkinliği"nin, bütünüyle kapitalist işe dönüşmüş olması, yani ancak "parasal ücret" karşılığında kabul görür hale gelmiş olması, günümüzde kapitalist iktidar ilişkilerinin tüm toplumu tahakküm altına almış olduğunu gösterir. Kapitalist iş zararlıdır, insanı yaşatıyormuş gibi görünür ama öldürür.