“Eleştiri-özeleştiri kavram çifti, bütün tarihsel-toplumsal-kültürel ve politik alanı kapsayan devinimlerin, açılımların ve üretkenliğin kaynağını imler. Böyle geniş bir alanı kapsamasına karşın, bu kavram, çifti, çoğunlukla ‘politik’ olan ile sınırlandırılır. Politik olan, bir başına özerk bir öğeymiş gibi, insanın, insanlığın yaşam boyu üretiminin toplamı olan, tarihsel-toplumsal ve kültürel öğelerden soyutlanır. Bu soyutlamacı tavır, zaten özeleştiri anlayışını benimsemeyen politik olanın eleştirisini tümüyle etkisizleştirmese de etkisini azaltır. Bu bakımdan, eleştirinin etkinliğini güvence altına almak için, eleştirilen konunun belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, eleştiri konusu yapılan ‘insan’, ‘toplum’, ‘kültür’, ‘sanat’ ve ‘politika’ kavramlarını çözümlemek kaçınılmazdır.” Onur Bilge Kula, Aydınlanma felsefesi ışığında eleştiri kavramını ele aldığı bu çalışmasında, eleştiri-özeleştiri kavram çiftinin gerekliliğini Batılı düşünürlerle birlikte yorumlarken, sanat ve edebiyatta eleştirinin, ilerlemenin vazgeçilmez öğelerinden olduğunu yapıtlardan örnekler vererek çözümlüyor.