Sevgili dostum Linda Fraim, yazın hayatına adım attığı bu ilk eserinde, aslında Türkiye’de kadın olmak, aile kurmak, toplumsal ilişkileri saygılı bir şekilde yürütmek, insanlar arasında kontrollü bir mesafe koruyabilmek gibi temel insani gereksinimler ekseninde şekillenen kendi deneyimleri ışığında bizi geçmiş yaşantılarımızı sorgulamaya yöneltiyor. Kitabın ilk taslağını bitirdiğimde yüzümde kocaman bir tebessüm, ruhumda ise büyük bir güç hissetmiştim. Demek ki gelenekselleşmiş, o yüzden de sorgulanmayan, ancak bizim toplumda insan ilişkilerini adeta kangrenleştirmiş vıcık vıcık tavırlar, düzeysizlikler sadece benim gözüme batmıyormuş; yalnız değilmişim diye düşünmüştüm. Kitap sadece oğullarıyla göbek bağını koparma gücü bulamayan annelerle ilgili değil; aynı zamanda bu toplumda güçlü bir kadın birey olarak var olabilme gayretindeki insanların önüne dikilen engeller, kadının toplumdaki konumuna dair önyargılar ve kendini gerçekleştirme çabasındaki kadınların hemcinsleri tarafından yadırganmasını da içeriyor. Hele ki bu hisleri, kadına karşı şiddet ve kadın sorunları üzerinde ciddi bir akademik derinliği olan ve beni sürekli, hiç yorulmadan, sıkılmadan dinleyen, yön çizen, güç veren bir dosttan işitmek, paha biçilmezdi.

Benzer Kitaplar