Şilili yazar Sepulveda, ‘kara roman’ın çarpıcı örneklerinden birini bu kitapla veriyor. Duygusal Bir Katilin Günlüğü’nde yer alan iki küçük polisiye roman ya da iki uzun polisiye öykü, hem trajik hem de komik yanlarıyla Sepulveda okurları için tatlı bir sürpriz. İlk öyküde, kendinden çok genç bir kadına aşık olan bir kiralık katil, son derece duygusal olduğu için kurbanlarından birinin gerçek kimliğini ve yaptığı işi merak edince İstanbul’da, hem kendi başını, hem aşkının, hem de kurbanının başını fena halde belaya sokar ve kendini Madrid, İstanbul ve Meksika arasında geçen, kimin katil, kimin kurban olduğu bilinmeyen soluk kesici bir serüvenin içinde bulur. İkinci öykü ise, kendisi de militan bir çevreci olan Sepulveda’nın elinden çıktığını hemen belli ediyor. Brezilya’nun uçsuz bucaksız bataklıklarında yaşayan Anare yerlilerini ve onların geçim kaynağı olan timsahları açgözlü Batı dünyası rahat bırakmayınca Brezilya’dan Milano’ya uzanan bir kaçakçılık serüveni başlar. Kimsenin dilini ve alışkanlıklarını bilmediği, ürkütücü karabüyülerin ustası yerliler, Milano’ya ulaşınca işleri çözmek de eski bir polis memuru olan Şilili göçmen bir sigorta müfettişine kalır. Sepulveda’nın sıcak üslubunu, neşeli, mizah dolu anlatımını, akıcı dilini özleyen okurlarımız için.