Bugün ölecek miyim? Öleceksem hazırım; cümlem dudaklarımda. Sıra son söze geldiğinde insanın mutlaka söyleyecek bir şeyi olmalı. Benim sözlerim, “İçtim, hem de çok içtim,” olacak. Hayatımı boşuna harcamadığımı bundan iyi ne kanıtlar? 1998 ve 2003, Karaburun... İki ayrı yaz, iki kadın, uzun ve yaralayan hatıralar. “Suçsuz bellek yoktur”. Tabur defterine kim kaydedildi? Birazdan sarhoş olacak Kuzey Erkil mi? Mutluluktan daha görkemli olanı arayan Şafak mı? Sevdiğine değil onu en çok sevecek olana giden Çiğdem mi ? Mehmet Eroğlu, ’74 affıyla ülkeye dönmüş, partiden atılmış bir devrimcinin hiç beklemediği bir anda tutulduğu aşkı ve sevmeye kalkışmasını anlatıyor. İnsanlar ikiye ayrılıyor: Geçmişinden kopabilenler ve bunu asla başaramayanlar… Düş Kırgınları, değişen zamanı, pişmanlığı ve yalnızlığı resmeden usta işi bir Eroğlu romanı...