Tüm anlatı boyunca, gerçek, olağanüstü olanı didik didik ederek elde edilmiş değildir: Kendine bir içerik edinerek gerçeklik halini alan şey, olağanüstüdür. Bu gerçeklik, kaçınılmaz olarak belli bir olağanüstünün ölümü, ama aynı zamanda da bir diğerinin doğumudur. Marco Polo’dan iki yüzyıl sonra Kuru Ağaç’tan, Rahip Jean’dan ya da Gog ve Magog’dan neredeyse hiç söz edilmeyecektir, ama onun kitabında ilk kez ortaya çıkarılan Cipingu altınından ve Doğu’nun hazinelerinden hep bahsedilecektir. Dünya görüşünde, gerçek olarak algılanan olağanüstünün yeriniolağanüstü olarak algılanan gerçek alacaktır ve bu dönüşümde Marco Polo’nun bir payı vardır. 15. yüzyılın büyük kaşifleri ve takipçileri bu olağanüstüyü gerçekleştirmek için yola çıkacaklardır. Bunu gerçekleştirmek, yani maddileştirmek, talan edilecek zenginliklere, köleleştirilecek el emeğine dönüştürmek. Mechule kıyametvari bakış, sömürgeler, protektoralar ve diğer nüfuz bölgeleri halinde parçalara ayrılan olağanüstünün sınırlarıyla birlikte gerileyecektir. Kıyamet; Öteki’nin, mechulün, inançsızın ortadan kaldırılması ya da köleleştirilmesi yoluyla erişilecek yeryüzü cennetinin ilanı, yarın için değildir, o, gündelik yaşamın içine yerleşecektir. Stéphane Yerasimos

Benzer Kitaplar