13 yaşındayken dünya öğretmeni seçilen Krishnamurti, hayatını dünyayı dolaşarak, insanlarla yaşama ve dünyaya dair konuşarak geçirdi. Kendisine mesihlik yakıştırılmış olmasına rağmen bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Onun için, karşılaştığı herkes başlı başına bir birey di. Bu nedenle öğretmekten çok paylaşmayı ilke edindi. Yine de dünya üzerindeki milyonlarca kişi ondan çok şey öğrendi. Acı nedir? Diyelim ki, hem fiziksel, hem de psikolojik olarak acı çekiyorsunuz. Çocukların açlık çektiğini, yoksulluklarını; insanların hayvanlara, dünyaya, havaya yaptıklarını; ülkeleriyle, Tanrılarıyla, kral ya da kraliçeleriyle, dinleriyle ilgili en ufak bir tahrik söz konusu olduğunda nasıl birbirlerini öldürdüklerini gördüğünüzde acı çekiyorsunuz. Ayrıca kendiniz için de acı çekiyorsunuz: Sevdiğiniz ya da sevdiğinizi düşündüğünüz birisi gitti ve derin bir yalnızlık, soyutlanma, kimsesizlik, büyük bir umutsuzluk hissiyle dolusunuz. Çoğumuzun bunalımdayken ya da dalgınlık anlarında, belli belirsiz böyle hissettiğine eminim. Bunu bütünüyle anlayıp aşmadığınız sürece bilgelik elde edilemez. Bilgelik kendini tanımakla ya da üzüntünün sonlandırılmasıyla elde edilir. Bilgeliği kitaplardan ya da bir başkasından satın alamazsınız. Yalnızca kendinizi tanıyarak ve dolayısıyla üzüntüyü sonlandırarak kazanabilirsiniz.