Fatma, kollarındaki takılarıyla zengin bir görünür. Memo, çok parası olmasına rağmen, bu paraları gizli saklı tutmayı başarır. Adana’nın temmuz sıcakları dayanılmazdır. Gündüzleri dolaşıp gezemezler. Gece, oldukça pahalı lüks yerlerde gezip dolaşıp eğlenirler. Fatma’nın takıları suyunu çekmeye başlamıştır. Fatma, Memo’yu çok sevmektedir. Memo, her şeye rağmen kendi parasını çıkarıp harcamaz. Güçlükle kazanmıştır o paraları. Oysa Fatma, emek harcamadan o takıları ailesinin hediyesi olarak taşımaktadır. Hiç acımadan baba malı diyerek yer, suyunu çıkarır. Memo’ya askerlik çağrı kâğıdı gelmiştir. Fatma’ya durumu incitmeden anlatır. Askere gidecektir. Kendisini baba evine bırakacaktır. Askerlik dönüşü gelip alacaktır. Adana’dan trene binerler, baba evine döneceklerdir. Payas’taMemo, tuvalete gideceğini söyler. Gizlice trenden iner. Fatma, tüm treni dolaşır, Memo’yu bulamaz. Trenden indikten sonra annesinin evine gider, evde akıl dışı baskılar görür. Öldürülmekten annesi ve halası güçlükle kurtarır. Kendisini bodruma kilitlerler. Ekmekle ve bayat yiyeceklerle yaşamını güçlükle sürdürür. Birkaç ay sonra hamile olduğu anlaşılır, baskılar daha artar. Kimseyle görüştürülmez. Kendini öldürmeyi hep düşünür, sonra bebeğe acımaya başlar ve çocuğunu da doğurur. “Dram Treni”, sıradan insanların yürek yakan hikâyesi...