Uzattı elini, o koca meyveyi tuttu bıraktı, parmak uçları tekrar hissetmeye başladı. Tatlı bir koku yayıldı havaya, şekerli, ateş rengi bir şeftali kokusu. Onu avuçlarına alıp tarttı. Utanmamıştı şeftali, öptü kadının ortaparmağının ikinci eklemini. Bir gıdıklanma geldi kadına, bir istek, bir cesaret… arsızca ısırdı şeftaliyi sol yanağından. Söyleşmeler, fısıltılar dökülüverdi ardı ardına. Her ikisi de gevezeleşti birden. Biri koparıyor, ne kadar aldın diye bakıyordu öteki. Biraz duraladı kadın, ilk ısırığın karnında açtığı serin yolu duyumsadı, şeftalinin etini burnuna yaslayarak bir süre kokladı. Burnu kanatlanıp tekrar kondu yerine.”

Benzer Kitaplar