Elinizde tuttuğunuz bu kitap, Türklerin tarihini, kadim dostları olan atlar, Anadolu tarihi ve ana yurtta kalmış Türklerin tarihi olarak üç ana eksende incelemiş, 10 yılı aşkın bir çalışmanın ürünüdür. Bizim çok büyük bir tarihimiz var. İstiklal şairimiz Mehmet Akif, Türk medeniyetinin büyüklüğünü, bakın nasıl da net ve ustaca söylemiş: Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? “Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın. Olmaz! Sığmaz! Çünkü biz, tarih denen olgunun temel taşlarından biriyiz. Peki, nelerdi Türkleri dünya tarihinin temel taşlarından biri yapan ve kimliğini oluşturan ögeler? Nasıl bu kadar birbirine benzer örgütlenmişlerdi farklı coğrafyalarda, farklı isimlerle, farklı zamanlarda? Nasıl yapabilmişlerdi hep en olmaz denileni? Türklerin tarihe bıraktığı izleri atlarında, yaylarında, bozkır töresinde ve sıra dışı liderlerinde aradım. Türk’ü atsız düşünemezdiniz elbette. Peki, at, doğası gereği nasıl bir canlı? Neden birbirlerinden farklı gelişim göstermişler, nasıl evcilleştirilmişler? Neler kalmış elimizde geleneksel atlı kültürümüzden? Sahi, Türk atı var mı gerçekten?

Benzer Kitaplar