“Zihnim durgunluğa karşı geliyor. Bana sorun verin, iş verin, bana anlaşılması en güç kriptogramı ya da en çetrefilli analizi verin, kendimi ait olduğum atmosferin içinde hissederim.” Arthur Conan Doyle, ünlü dedektiflik serisinin ikinci romanı olan Dörtlerin İmzası’yla okurları soluk soluğa okuyacakları bir kovalamacanın içine çekiyor. Baker Sokağı 221B’nin yeni ziyaretçisi Mary Morstan, on yıl önce kayıplara karışan babasının ve her yıl aynı gün kapısına bırakılan değerli incilerin gizemini çözmesi için Sherlock Holmes’e başvurur. Tahta bacaklı bir adamın, faili meçhul cinayetlerin ve “dörtlerin imzası”nın altında yatan sırrı çözebilecek kişiler, uzun süredir zekâsı zorlanmadığı için kendini eve kapatan Holmes ve davayı almak için kendi gerekçeleri olan yardımcısı Dr. Watson’dan başkası değildir.