Söz uçar, yazı kalır demiş ya atalarımız, bir nokta da biz bırakalım ardımızda dedik, dedik ve sarıldık kalemlere. Biz kim miyiz? 40 kişilik kocaman bir aileyiz. Savunduğumuz gerçeklerimiz ve tüm samimiyetimizle kalbimizde taşıdığımız davamızdır hece hece satırlara dökülen. Bir çınar gibi yıllara meydan okuyan; öylesine güçlü ve dirayetli, öylesine sağlam ve gururluydu tarihimiz. Bu tarihi altı asır yaşatan, tam 36 mübarek çınar vardı mazimizde. Yüreğimiz yettiğince, kalemimiz döndüğünce, sığdırabildiğimiz dört çınarı anlattık bu kitabımızda. Her bir dalında ayrı bir sevk, her bir yaprağında ayrı bir sır gizliydi sanki. Ne kadar uzak görünse de, bir o kadar içimizde taşıdığımızı anladık. Öyle anlar vardır ki, geçen yıllara inat yaşattığı heyecan hala taptazeydi. Öyle acılar vardı ki, yarası hiç kabuk tutmayacak gibi görünen. Bir geçmişi olacaksa insanın böyle şanlı olmalı, bir ceddi olacaksa böyle nurlu olmalıydı. Biz bu tarihe layık olamadık ya; belki de bir özür, bir gönül alma arzusuydu bu. Her biri cennet mekan atalarımıza selam olsun. Farklı şehirlerden, farklı yaşlarda, farklı farklı hayatların senfonisi bu. Birbirini tanımayan ama kardeşcesine birbirine sarılmış kırk insan, kırk yazı ile acıyor kapılarını sizlere. Hiçbir ayrım olmadan yalnızca yüreğini ortaya koyan müstesna kişiliklerin oluşumudur 40'lar Kulübü. Sizler de bu aileden biri olabilir, ardınızda bu yalan dünyaya bir eser bırakabilirsiniz.