Benim önemimin gerçek yanı... Kısaca söyliyeyim onun ne olduğunu: doğruluğum. Edebiyatta, dil işinde yalandan kaçıp düşündüğümü bezeksiz, donaksız, olduğunu gibi söyleyişim. Büyük bir şey değil ya, pek de küçümsemeyin diyen Nurullah Ataç'ın yine içten, yine dolaysız anlatımıyla yazdığı denemeler ve edebiyat konuşmalır var bu ciltte. Bir yazarın kendinceliği samimiliğinden, içini dökmesinden, ağzına geleni söylemesinden başka bir şeydir. Bunlar işin kolayına kaçma, çoğu da kendini anlatır, bence diye konuşur, kirli çamaşırlarını bile ortaya döker de kendince olmayabilir yazar. Her aklına geleni söylemek sadece gevezelik de olabilir. Bize ne kendisiyle yetinen insandan. Asıl kendincelik, kendi kabuklarını kırma, duyup düşündüklerini ayıklama, içindeki insancalığı bulmadır. Ataç'ın aradığı böylesi bir edebiyat, daha doğrusu böylesi bir edebiyatsızlıktı. Onu dünyanın kalburüstü yazarları arasına katan da bu kaygusuydu.