Türkiye sendikal hareketi Disk adı telaffuz edilmeden açıklanamaz. Disk hem solun hem de sağın tarihi açısından önemli bir yer işgâl etmektedir. Sol açısından epeyce nedenden dolayı eleştirilebilir ve de savunulabilir olan Disk, sağ açısından sadece muhafelet kâbiliyeti nin konumlanışına göre değerlendirilmektedir. Kuruluşunu Türkiye’nin artık sıradanlaşan olağanüstü dönemlerinin birinde 1967’de gerçekleştiren Disk, 1971 askerî darbesine gelindiğinde parlamentodaki bütün partilere rağmen artık ayakları üstünde durabiliyordu. Konumlanışı ve tutumları hem solun önemli akımları hem de sağ tarafından şiddetle eleştirildi. 12 Eylül 1980 askerî darbesinde ya da o meşum yüzleşme ânında artık bir varlık olarak mevcuttu . Türkiye’deki yaşamın tüm karmaşıklığı Disk’in tarihine yansımıştır . Peki mutlak fiilî biçimlenmişliği itibariyle Disk’in sendikal ya da siyasal çerçevede işgâl ettiği yer neydi? Bu kitap yargılamadan; övmeden, suçlamadan Disk’in işgâl ettiği sendikal ya da siyasal alandaki ‘ne oldu?’, ‘niçin ve nasıl oldu?’ sorularına cevap aramaktadır. 1967’deki kuruluşundan itibaren Türkiye’nin standart devlet-gelenekçi darbecileriyle ve yine standart devlet-gelenekçi muhafazakârları dışında üçüncü bir alan mı açılmıştı Disk’le? Disk, devletlûlarla-muhafazakârların zafer yürüyüşleri altında ezilmiş olan sınıfın, halkın , saklı duran muhalefet etme potansiyelini açığa mı çıkarmıştı? Yoksa kendi yürüyüşüyle ve kendi başına yarattığı dalgayla yeni bir muhalefet cephesi mi açmıştı? Yapılırken de yazılırken de Türkiye işçi sınıfının yakın tarihinde etkin var oluş göstermiş Canan ve Yıldırım Koç’un ortak emeğiyle ortaya konan bu çalışma, Disk’in efsaneyle gerçek arasındaki belgeli tarihini anlatıyor.