“Dilin kapısı dışarıya değil, içeriye açılır; dil çelişkileri dışarıda bırakmaz, bilakis içerir. Bu yüzden dili rasyonel bir fenomen olarak gören veya daha doğrusu dilin rasyonel olması gerektiğini yahut da rasyonel bir dilin mümkün olduğunu savunan anlayış yanlıştır. Dil rasyonel değildir. Rasyonel bir dilin inşa edilebileceğini öngören yaklaşımın kendisi irrasyoneldir. Daha doğrusu, kendi işleyiş mantığına uygun olarak, dil hem rasyoneldir hem de rasyonel değildir. Dil belirsizdir; dil özdeşlik ilkesinin inkarıdır; dil aporia’dır; dil différance’dır; dil pharmakon’dur.” “ ‘Dil asla şeffaf değildir; ve asla yalnızca bir ‘anlam’ı veya ‘olgu’yu yahut ‘düşünce’yi veyahut ‘hakikat’i nakletmek için kullanılan bir araç da değildir. Dili nötr bir araç konumuna indirgemek, dili kendisinden başka bir şey haline getirmektir. Oysa, dilin kendisinden başka bir temeli yoktur ve dil kendisinden başka hiçbir şey değildir. Dil sadece dildir ve sadece dil olduğu ölçüde de belirsizdir. O halde, dili nasıl anlamalıyız?”