Dilimiz yaşamla kurduğumuz ilişkinin yansıması olduğu için, dilimize gösterdiğimiz özen kadar özen gösteriyoruz yaşamımıza da. Dilimizi kullanabildiğimiz kadar düşünebiliyor, dilimizi koruyabildiğimiz kadar kendimizi de tutarlı bir bütün olarak koruyabiliyoruz. Üstünde durmadan, hoyratça kullandığımız dil, yaşamımızı çoraklaştırıyor, çölleştiriyor. Hiçbir zaman derinine inemediğimiz, üstümüzde iğreti duran bireyliklerimizle, gitgide anonim bir karmaşaya dönüşüyoruz. Bu tuhaf olamamak halinden kurtulabilmemizin öncelikli yolu, hiç kuşkusuz, dilimizi doğru kullanmaktan, daha doğrusu kullandığımız dili sorgulamaktan geçiyor.