Ernesto Che Guevera, insanlığın ve tarihin ufkunda bir şimşek gibi çaktı, karanlığı sonsuza dek aydınlatacak bir şimşek. Devrimcilik ne bir sıfat ne de bir isimdi onun için, yaşamın ta kendisiydi. Sömürüye, adaletsizliğe, eşitsizliğe ve yoksulluğa doğuştan düşman, gerçekçi ol imkansızı iste diyen Che’nin imgesi, tüm insansız düzen ve ideolojilerin korkulu rüyası olmayı sürdürmektedir. Che Guevara: Devrimci Bir Hayat’ta Anderson, Küba’nın ve Cezayir’in devrimci başkentlerinden, Bolivya ve Kongo’nun vahşi ormanlarına; Moskova ve Washington’da kapalı kapılar ardında güç dengelerinin ayarlandığı odalardan, Miami, Meksika ve Guatemala’daki sürgün yuvalarına gidip gelerek, uluslararası entrikaların ve örtülü operasyonların gölgesinde süren ve zaferle sonuçlanan bir devrimin, Küba Devrimi’nin öyküsünü ve Che’nin yaşam öyküsünü ustalıkla anlatıyor. Bu kitabı yazarken, Küba’nın resmi devlet arşivlerine girme imkanından da yararlanan, Anderson; Che Guevara’nın, kocası hakkında daha önce kamuoyu önünde asla konuşmayan eşi Aleida March’la da yakın işbirliği içindeydi. Bu sayede yazar, şimdiye kadar yayımlanmayan çeşitli belgelere, Che’nin farklı dönemlerde tuttuğu günlüklere de ulaşma ve okuma imkanı buldu. Bu anıtsal eserin, yirminci yüzyılın en büyüleyici devrimcilerinden birini, bugüne kadar bilinmeyen pek çok yönüyle aydınlattığına kuşku yok. Che’nin gizemli hayatı bu kitapla biraz daha aydınlanmış oluyor. Geçmişi aydınlatan parlak bir çalışma. Che’nin portresi bu kez her zamankinden daha belirgin. - Alberto Manguel