Türkiye’nin siyasi-toplumsal hayatında 1960’lardan beri önemli bir varlığa sahip olan Ülkücü Hareketin yapısına, düşünce dünyasına ilişkin tahlil ve araştırmalar yok denecek kadar az. 1980’lerde, Ülkücü-Sol çatışması durulduktan sonra da Ülkücü Hareket hem solda hem sağda içeriği belirsiz bir kavram olmaya devam etti. Soldaki genel kabule göre faşist nitelikli bu hareketin, aynı sıfatla anılan 12 Eylül rejimiyle ilişkisi, ondan farkı neydi? Ülkücü kadroların başta ANAP olmak üzere diğer sağ partilerdeki etkinliği MHP’nin misyonunun onlara taşınması anlamına mı geldi? Ülkücü hareketin mafyavari yapılarla, kontrgerilla denen karanlık güçlerle, devletle ilişkisi nasıl görülmeli? Devlete, İslama, milliyetçiliğe, toplumsal düzene vb. bakışı nasıldı ve ne gibi değişimler yaşadı? Ülkücü Hareketin 1980’lerdeki yeniden biçimlenme süreci, bu sorulara cevap bulabilmek açısından çok zengin ve canlı bir malzeme sundu. Ülkücü Hareketi bu bunalımlı dönemin altüst oluşu içinde tahlil eden Devlet-Ocak-Dergah, alanında ilk çalışma özelliğini koruyor. Ülkücülerin 1990’larda BBP’nin doğuşu ile bölünmesinin ve MHP’nin yükselişinin ön verilerini sunan kitap; sadece Ülkücü Harekete değil, bütün olarak bilgiye, toplumu değiştirebilmek için gerçekten anlamayı gözeten bir yaklaşım denemesi aynı zamanda.

Benzer Kitaplar