O gün askerler köye gelip 30-40 kişiyi götürdüler. Bize Sizi sürgüne göndereceğiz dediler. Sürgüne götürdüklerini zannedip önlerine düştük. Harçik suyu kenarında bulunan Taxtıkal mıntıkasına götürdüler. Karanlık çökmek üzereydi, karşımıza dört tane ağır makineli silah kurdular. Sonra hepimizi taramaya başladılar. Bu tarama sırasında yanımda annem, babam, iki kız kardeşim ve erkek kardeşim vardı. Ben o sırada elimi, kız kardeşimin başına koymuş tutuyordum. Kurşun kız kardeşimin başından geçti ve kafatası parçalandı, benim de sağ elimin orta iki parmağı koptu, bayılmıştım. Bego Polat, Katliamın Tanıklarından. Cumhuriyet tarihi bugüne değin bir resmi ideoloji mantığı içinde, bizlere bir medeniyet projesi olarak öğretildi. İçyüzünde acı, kan ve katliam olan bu medeniyet projesine karşı çıkanlar, gerici, feodal ve yok edilmesi gerekenler idi. Dersim bu medeniyet projesinin ötesinde ameliye yapılan en kanlı yer oldu. Çünkü Dersim, çıbanbaşı idi. Peki onların bir tarihleri yok muydu? Kültürleri? Dilleri? İnançları? Acıları ya da sevinçleri? Kendisi de Dersimli olan Türkiye‘nin önde gelen Kürt-Alevi aydınlarından Cafer Solgun; tarihi, kültürü, coğrafyasıyla Dersim‘i ve cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı Dersim 38‘i anlattı.

Benzer Kitaplar