Es war einmal ein armer Prinz; er hatte nur ein ganz kleines Königreich; aber es war immer groß genug, um sich darauf zu verheiraten, und verheiraten wollte er sich. Nun war es freilich etwas keck von ihm, dass er zur Tochter des Kaisers zu sagen wagte: “Willst du mich haben?” Aber er wagte es doch, denn sein Name war weit und breit berühmt; es gab hundert Prinzessinnen, die gerne ja gesagt hätten; aber ob sie es tat? Nun, wir wollen hören. Bir zamanlar yoksul bir prens varmış. Bir tek küçük bir krallığı varmış. Ama evlenebilecek kadar yeterli büyüklükteymiş. Ve prens de evlenmek istiyormuş. Bir gün imparatorun kızına “Benimle evlenir misin?” diye sormaya cüret edecek kadar da gözüpekmiş kuşkusuz. Buna cesaret etmiş, çünkü oda yediden yetmişe nam salmış. Bu teklife evet demeye hazır yüzlerce prenses varmış ama bunu yapmışlar mı? Şimdi dinleyelim.