Özerklik tartışması ve kavramsallaştırılması, ister politik isterse de özgürlük bağlamlarıyla birlikte ele alınsın, ' hangi sınıra kadar' sorusu kendisini bir gereklillik olarak ortaya koyar. Çünkü biz onu otonomi - autos ( kendi) - nomos (düzen, kural, yönetim vb) - orjinal adlandırılmasıyla birlikte açıklığa kavuşturmak durumunda kalıyoruz. İşte tam bu kendilik ve her bir kendi'nin toplamıyla oluşan topluluk olma aynı şekilde bu kendi'lerin birbiriyle olan ilişkileri, sorumlulukları, zorunlulukları gibi öğeler, özerklikteki öz köküne karşılık gelen oto ( outo)'nun nereye kadar kendini yönetebileceği veya hangi sınırlara dayanabileceğini bu açıklığa kavuşturma ihtiyacı içinde düşünüyoruz. Dünyanın siyasal haritalandırılmasının bir biçimi, belirlenmiş 'meşru' standartlar çerçevesinde sınırların keskin hatlarla örülmesi ya da çizilmesidir. Ancak bu sınırların veya bu farkları oluşturan benzerlerin kendiliklerine ne kadar özgürlük ve kendi kendini yönetme imkanı tanıdığı şüphelidir. Özerk birey, aynı kavramın izdüşümü olarak, toplumsallaşmış bir varlık olan insanın günlük yaşamın yoğunluğu ve topluluk ilişkilerinin gereklilikleri içerisinde kendisini kaybetmesine karşı bir oto- kontrol refleksi yaratarak kendisi hakkında karar almada, toplumsal rol ve görev paylaşmada, zamanını örgütlemede, tercihlerde bulunmada inisiyatif sahibi ve öncüdür. Bunu, özgür toplum özgür birey salınımlarında toplumculuk ve bireyin özgürleşme çabası arasında 'uzlaşı'ya dayalı dengeler oluşturarak gerçekleştirmeye çalışır.