Kalple Adımlanan Şehirler… Şehirler, mahalleler, caddeler, sokaklar ve evler… Her biri içinde sayısız hikâyeyi dokuyan, acıları onaran, huzuru paylaşan ve bir olmayı sağlayan damarları barındırır. Bu damarlar insanın hem maddi hem de manevi havasını zaman zaman değiştirir. Etrafa bakışını, sesleri duyuşunu, yürüyüşünü ve düşüncelerini değiştirir. Bir şehre uzaktan bakmakla yakından bakmak arasındaki fark, yazararak giderilir. Yazma süreci, şehrin dehlizlerine daldıkça derinleşir. Bu derinlikten benzersiz cümleler ortaya çıkar. Kelimeler bazen bir seyyahın bazen de bir şairin yaşam ahengini hissettirir. Tarık Deniz, Defterimdeki Şehirler adlı kitabıyla edebiyatımızda daha önce benzeri görülmemiş bir tecrübe aktarımı yapıyor. Olağanüstü bir emekle ortaya çıkan metinlerinde arayan, sorgulayan, gezen, gören ve yaşayan bir ruhun izlerini okuyucuya sunuyor. Not alma titizliğini Türkçenin tüm lezzetiyle önce satırlara, sonra da sadırlara döküyor. Bir şehrin sanki birbiriyle hiç ilişkisi olmayan en ufak detaylarını tadına doyum olmaz bir zihin haritasıyla birleştiriyor. Gustave Flaubert, Gerard de Nerval, Marco Polo, İbn Batuta, Evliya Çelebi gibi hem ünlü yazarların hem de ünlü seyyahların, kısacası meraklı büyük ruhların misafir edildiği sayfalar; seyahat ve edebiyat arasındaki ilişkiyi çok zengin bir kaynakçanın desteğiyle anlatıyor. Okuyucu bu sayfalar arasında gezinirken bazen bir serüvenin içinde bulabilir kendisini. Bazen de hiç bitmesini istemeyeceği bir romanın. Tarık Deniz bu her yönüyle özgün olan eseriyle gezi yazınına çok büyük bir değer katarken her yaştan ve her kesimden okuyucuya nereyi adımlarsa adımlasın kalbinin sesiyle hareket etmesi gerektiğini de mütevazı bir üslupla nasihat ediyor. Defterimdeki Şehirler, Türk okuyucusunun daha önce karşılaşmadığı tatta, yepyeni bir misafir. Bu misafirliğin tüm kitaplıklarda çok uzun yıllar boyunca süreceğini düşünüyoruz.