Bu, en azların kitabı. Belki onlardan henüz hiçbiri yaşamıyor bile. Onlar, benim Zerdüşt’ümü anlayanlar olabilir: Kendimi henüz bugünden kulak dikenlerle nasıl karıştırabilirdim? Ancak öbür gün bana aittir. Kimileri öldükten sonra doğacak. İnsanın beni anlayacak olmasının, hem de ister istemez anlayacak olmasının koşulları bunları çok iyi biliyorum. Sadece içtenliğime, tutkuma katlanabilmesi için, düşünsel konularda sert olacak kadar dürüst olmalıdır. Dağlarda yaşamak, çağın siyasetinin ve halkların çıkarcılığının acınası boş gevezeliklerini kendinden aşağı görmek için deneyimli olması gerekir. Aldırmaz olması gerekir, doğruluğun işe yarar olup olmadığım, bir felaket olup olmayacağını sormaması gerekir... Bugün hiç kimsenin sormaya cesaret edemediği sorular için, yasak olan için, güce eğilimi olmalıdır, kaderin labirentine; yalnızlığın eleğinden geçmiş bir deneyim. Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye dek sessiz kalınmış doğrular için yeni bir vicdan. Ve yüce üslubun ekono-mik iradesi: gücünü, heyecanını bir arada tutmak... Kendine saygı; kendine sevgi; kendine karşı koşulsuz bir özgürlük...