Bir bankada yönetici olarak çalışan ve bir pansiyon odasında yalnız yaşayan Josef K. günün birinde neden suçlandığını bilmeden sorguya çekilir, zanlıdır ama serbestçe dolaşır, işine gider, ancak kafası karışmıştır, çelişkiler içinde kalıp bocalar. Her ne kadar suçunun ne olduğunu bilmediğini, suçsuz olduğunu iddia etse de bir suçlu gibi davranır. Absürd bir adli sistemin dolambaçlarında kaybolur. Kafka’nın özyaşamöyküsünden doğrudan etkilenmiş yapıtlarından biri olan Dava, okuru bulmacalarla şaşırtır, çözümlerini ise sunmaz. Totaliter rejimlerle yönetilen devletlerdeki koşullarla olan benzerlikleri, Dava’nın etkinliğini ve etkileyiciliğini yıllardır korumasının nedenlerinden biridir. Acımasız ve empati yoksunu bir ortamda kişinin çaresizliğini ve sonunda sisteme boyun eğişini en güzel işleyen romanlardan biridir bu küçük kitap. Kafka’nın başyapıtı sayılan Dava ve sunduğu distopya, onun yazıldığı yılları izleyen faşist ve diktatöryel dönemlerin gelişini de önceden duyurur gibidir.