Bu sene papatyalar geç açtı. Her sene mayısın sonunda açan papatyalar, bu sene geç kaldı. Kendime verdiğim sözler gibi... Hastane odasının camından zar zor bakarken “Ölsem iyi olur artık!” deyiverdi. Öyle ya, bir haftadır öksüz yetim gibi tek başımayım burada. Beni buraya atıp gittiler. Gelen giden de yok. Bu kadar meyve suyunu da kim içecekse artık… Doktorlar geliyor ara sıra, “Nasılsın?” diye soruyorlar. “Aynıyım” diyorum. Hangi günün aynısı? Dünün aynısı mı, üç gün öncesinin mi, geçen ayın mı yoksa daha öncesinin mi aynısı bilmiyorum.