Dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasını oluşturdukları halde medyanın kapsadığı konuların yüzde beşinden azı çocuklarla ilgili. Medya çocukları haber konusu yaptığında ise bu çocuk fuhuşu, organ kaçakçılığı, cinsel istismar, eğitim ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmaları çocuk emeği sömürüsü, sokak çocukları yakınlar tarafından cinsel taciz, babanın ya da öğretmenlerin cinsel tacizi gibi konular da oluyor. Türkiye’deki durum da bundan farklı değil. O halde yaygın medyanın çocuklar söz konusu olduğunda yaptığı iki önemli genel geçer hak ihlali var. Çocuklar özellikle de siyah ve kız çocuklar yok sayılarak eşitsizlikçi toplumlardaki egemen ayrımcılık ve patriarşik söylem yeniden üretiliyor çocukların varlıkları ise çoğunlukla fail suçlu ya da mağdur kurban olduklarında hatırlanıyor. Bu bir yandan çocukların eksik yurttaşlar kabul edilip yetişkinlerin cezalandırmadan korumaya kadar her türlü meşru disipline edici pratiğinin nesneleri olarak görülmeleriyle diğer yandan da bu anlayış içerisinde biçimlenen geleneksel gazetecilik anlayışı ve mesleğin profesyonel ideolojisiyle ilgili. Başka ifadeyle mevcut gazetecilik ideolojisi ve pratiği içerisinde çocuklar haber olmadıklarında da haber olduklarında da hak ihlaline uğruyorlar.