Öğretmenlerin göz bebeği, çalışkan, parlak bir öğrenciydim; ulu önder Atatürkçü bir öğrenci. Ucuz devlet okullarında fazlasıyla eğitilmiştim. Yerli malı haftasında, milli bayramlarda nutuklar atardım, kompozisyonlar yazardım Atatürk cumhuriyetini yere göğe sığdıramayan. İskender kebabımıza sahip çıkmaya çalışan, Yunanı yerin dibine batırdığım kompozisyonumda birincilik almıştım. Canlılar içerisinde kendisine karşı en çok rol yapılan, somut kişiliği gözardı edilen, yaşanan çirkinliklerin ve haksızlıkların en büyük mağduru çocuklardır. Çocukların özgür olmadığı bir toplumda yetişkinlerin özgürleşmesi mümkün olabilir mi? Çocuk Hakları açısından da türkiye en geri ülkelerin ilk sıralarında yerini alıyor. Sistem, çocukları haklarından uzak tutarak, coğrafyamızı mutsuz çocuklar toprağına dönüştürmüştür. Emeği, bedeni sömürülen çocuk işçiler, okula gitmeyen savaş mağduru göçmen çocuklar, izbe metropol sokaklarında uyuşturucuya alıştırılan çocuklar. Ellerine kelepçe vurulan çocuk ‘suçlular’. Çoğu kez işkence gören, yoksulluğun sonucu olarak karakollara düşen çocuklar. Anadilinde eğitimi yasaklanan, kendi kültürüne yabancı milyonlarca çocuk! Toplanma ve dernek kurma özgürlüğü olmayan çocuklar! Çarpık kentleşmenin sonucu oyun dünyalarını rüyalarında yaratan çocuklar! Son yıllarda haklarında çokça tartışılan sokak çocukları ve kayıp çocuklar! Bu kitapçık, geniş bir kamuoyu için hala yabancı bir olgu olan Çocuk Hakları konusunun kavranılmasında bir başlangıç sayılabilir... Çocuklardan çok yetişkinleri hedefleyen içeriğiyle, çocuklarımızın dünyasını ve geleceğini karartan bilinçsizliğin aşılmasına yönelik alçakgönüllü bir katkı. Çünkü, bu çalışmanında ortaya koyduğu gibi İnsan Çocuk Hakları konusunda hala heceleme sürecindeyiz...

Benzer Kitaplar