Eğer hükümdarlar olmasaydı insanlar birbirlerini yerlerdi! Tıpkı çoban olmayınca sürünün yırtıcı hayvanlar tarafından yenilmesi gibi. -Ebû Mansur es-Seâlibi, Âdabu’l-Mulûk- Köklü tecrübelerden hareketle egemenlere öğüt ve akıl veren siyasetnameler, Ortaçağ’da Doğu ve İslam siyasal geleneğine ayna tutan metinlerdir. İdeal bir hükümdar nasıl olmalı? sorusuna cevap getirirken, aslında tümüyle bir iktidar anlayışının çerçevesini çizerler. Çoban-Hükümdar idealini oluştururken, sürü gibi güdülmesi gerektiğini düşündükleri ahaliye dair bir imge de kurarlar. H. Bahadır Türk, Batılı örneklerle ortak noktalarına da dikkat çekerek, işte bu imgelerin analizini yapıyor. Siyasetnamelerin eril dilini, insan doğası anlayışını ve siyaset algısını tasvir ediyor. Bunun yanında siyasal olana dair bir dizi tema inceleniyor kitapta: Hükümdarın gölgeleri olan bürokratlar, istişare ye verilen anlam, dost-düşman mefhumlarının kurgulanması, savaşın anlamı... Yönetenlerin yönetilenleri görme biçimini çırılçıplak ortaya koyan siyasetnamelere zengin bir bakış... İktidarın zihniyet yapısındaki devamlılıklara dair irkiltici bir kitap...