Büyüme serüveninde küçüklerle büyükler yan yana! Gündelik yaşamdan zengin örneklerle felsefeyi hayatın içine yerleştiren “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisinin yirmi dördüncü kitabı, küçük ve büyüklerin söz ve eylem haklarının sınırlarını tartışıyor. Yazar Brigitte Labbé, küçük olmanın her şeyi kabullenmek anlamına gelmediğini ifade ederken, çocukların güvenle büyümesi için yetişkinlerin koyduğu kısıtlamaların gerekliliği üzerine düşündürüyor. Kitap, büyümek için zamana ve deneyime ihtiyacı olan küçüklerin, kendi haklarını koruyarak ama aynı zamanda bazı karar ve eylem anlarında desteğe ihtiyaç duyduklarını benimseyerek, yetişkin bir birey olma yolunda nasıl ilerleyeceklerini anlatıyor. Küçük ve büyük olmanın anlamını, özgürlükler, haklar, kısıtlamalar ve hayaller çerçevesinde etkileyici ve sade bir dille sorguluyor. Brigitte Labbé’nin düşünmeye davet eden özgürlükçü yaklaşımı ve güçlü anlatımı kadar, Jacques Azam’ın karikatür tadındaki renkli resimleriyle de benzersiz kıldığı “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisi, çeşitli ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de birçok okulun en çok önerdiği kitaplar arasında yer alıyor. Yaşamı ve dünyanın işleyişini anlamaya çalışan çocuklara yardımcı olacak temel sorularla kurgulanan her kitap, farklı bir temel konuyu, günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız örnek olaylarla öyküleştirerek tartışıyor. Dizi, öğretmenler ve anne babalar tarafından da severek okunuyor. “Büyük olmak” ve “küçük olmak” ne anlama gelir? Kesin olan, her büyük bir zamanlar küçüktür ve her küçük de büyüyecektir. Sonra bir gün, sonsuza dek büyük, yani “yetişkin” oluruz. Bir yetişkin, yalnızca daha büyük biri değildir; o bundan sonra hep büyüktür. Ancak büyük olmak, her şeyi yapma hakkını da, gücünü küçükler üzerinde kullanma hakkını da vermez bize…