Sessizlik de sözlerden mi oluşur? Brigitte Labbé, tüm dünyada çocukları felsefeyle buluşturan “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisinin ülkemizde yayımlanan yirminci kitabında, okurlarını, düşünceyi ve iletişimi biçimleyen, insanı ve kişiliğini en doğrudan yansıtan söz kavramı üzerine düşünmeye davet ediyor. Söylediklerimiz, söylemediklerimiz ve neyi hangi bağlamda, nasıl söylediğimizin önemini tartışan kitap, ifade özgürlüğü bağlamında “sessizlik”in konuşulmayan rolünü de vurguluyor. Brigitte Labbé’nin düşünmeye davet eden özgürlükçü yaklaşımı ve güçlü anlatımı kadar, Jacques Azam’ın karikatür tadındaki renkli resimleriyle de benzersiz kıldığı “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisi, çeşitli ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de birçok okulun en çok önerdiği kitaplar arasında yer alıyor. Yaşamı ve dünyanın işleyişini anlamaya çalışan çocuklara yardımcı olacak temel sorularla kurgulanan her kitap, farklı bir temel konuyu, günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız örnek olaylarla öyküleştirerek tartışıyor. Dizi, öğretmenler ve anne babalar tarafından da severek okunuyor. Açlığı, soğuğu, neşeyi hissetmek için sözcüklere gereksinim duymayız. Düşünmek içinse, sözcüklere ve dile ihtiyacımız vardır. Düşünürken kendi kendimize konuşur, kendimizle sohbet ederiz. Kimi zaman yalnızca içimizi kirleten şeyleri dışarı atmak için konuşuruz. Söz rahatlatsın, iyileştirsin diye. Ama bazen de, kafamızı boşaltmaya, içimizde sessizlik yaratmaya gereksinim duyarız. Her şeyi yoluna koymak için bu boşluğa, bu sessizliğe ihtiyacımız vardır…