“çevre sorunu” sayılan oluşumlar yalnızca teknik ve teknolojik sorunlar mıdır? “çevre sorunu” sayılan oluşumlar yalnızca kişilerin, kuruluşların, hükümetlerin sorumsuzluklarından, bilgisizlik ve bilinçsizliklerinden mi kaynaklanıyor? “çevre sorunu” sayılan oluşumların gündeme gelmesinden “herkes” aynı düzeyde mi sorumludur? “çevre sorunu” sayılan oluşumların önlenmesine “herkes” aynı düzeyde mi katkıda bulunmalıdır? Görünüşe göre herkes “çevrenin” korunmasını, “çevre sorunu” sayılan oluşumların önlenmesini istiyor; bu amaçla konulmuş onlarca anayasal ve yasal yaptırım, etkinlikte bulunan binlerce kişi ve kuruluş var; öyleyse çevre, neden gerektiğince korunamıyor? “çevre” yalnızca gönüllü kişi ve kuruluşların, meslek örgütlerinin özverili çabalarıyla korunabilir mi? Siyasal partiler, sendikalar, üretici kooperatif ve birlikleri “çevre sorunu” sayılan oluşumların önlenmesi ve çözümlenmesini gerektiğince dert ediniyor mu? “çevrenin” gerektiğince korunabilmesi için bu türden birçok sorunun yanıtlanması, temelde de tüm yaşama alanlarının bu yanıtlara göre düzenlenmesi gerekiyor. Peki ama bu gereği kimler nasıl yerine getirecek; yine yalnızca “çevreciler” mi? “Hayır!” diyor Yücel çağlar. çevreleme, Yücel çağlar’ın bu yanıtının gerekçesi olabilecek değini ve tartışmalarından oluşan bir seçki. Bu tartışmaların artık seslice yapılması gerekiyor çünkü.