Kimi hikâyeler apansızdır. Bir kıvılcımla başlayan önü alınamaz yaygınlar gibidir. Her şey yerli yerindeyken ve gün kendi mecrasında olanca sakinliğiyle akıp giderken. Bir çığlık, bir duruş, bir yere yığılma anından. Kuş uçmaz, kervan geçmez dağ başında bir gözenin kaynayıp durmasından. Bir annenin doğar doğmaz göğsüne bırakılan bebesine o tarifsiz bakışından. Sabahın seherinde türkü mırıldanıp ıslık çalan çöpçüden şehre yayılan huzurdan. Gökdelendeki residansında kutu kutu hayatlarına sığınanların katı yalnızlığından. Sürekli değişen gündemlerin üstünü kapattığı ayrıntılardan. Gerçeklerden ve hayallerden. Küllerin arasından. Cılız seslerden. Bombardımandan. Hayatın hay huyundan kendine yol bulan hikaye, söküp edip gelir. Hikayeciye usul usul kendini fısıldar, ayak seslerini duyurur. Gün ortasında, günün aydınlığında. Gecenin bir vaktinde, zifiri karanlıkta. Okunan bir satırda. Fotoğrafa yapışan dilde. illa hayatın akışında, o hay huy ummanında. Göz kırpar, bir kıvılcım çakar hikaye. Sanki hikaye o anda tamamlanıverir. Masada, çeki düzen verilmesine kalır iş. Anlatacağım hikaye, işte böyle bir hikaye.

Benzer Kitaplar