Omzuna ağır gelen yükler eşliğinde düşünüyordu. Dudakları gerginliğini belli edercesine ifadesizdi. Gözleri ise kendi renginden çıkıp bambaşka bir renge bürünmüştü. Sert rüzgar adamın yüzüne çarparak düşüncelerini aydınlatmaya çalışsa da adam rüzgar ve beraberinde getirdiği kar tanelerini umursamadan soğuk salıncakta hafifçe sallanmaya devam etti. Beyni tamamen dolu olan adam bir nebze olsun düşünce deryasından çıkmak için kendince soğuğu çıkış yolu olarak görüyordu. Ama düşünce deryası onu çoktan kendi esareti altına almış, ellerine bir kelepçe geçirmişti. Adam o kadar derin düşünüyordu ki dünyadan kopmuş gibiydi. Kaşları çatık, sert bir ifade ile yıllardır gördüğü bahçeyi derinden inceliyordu. Ama sadece gözleri inceliyordu. Beyni ise başlattığı oyun için yeni, yepyeni planlar kuruyordu. O bir oyun kurmuştu. Herkesin ona yardımcı olacağı bu oyundan başroller bihaberdi... Adam onların ikisine de değer veriyordu. Ama birine daha fazla...