Pierre Loti doğu topraklarına, ilgiyi ve sevgiyi de aşan bir sadakatle bağlıydı. Masmavi çinileri ve kubbeleriyle camilere, huzur veren mezarlıklara, sandallarla kapanan denize hayran olduğu kadar; saygılı, vicdanlı, dürüst ve hırstan uzak hayatlarıyla dikkatini çeken Türk halkını da hemşerilere özgü bir samimiyetle seviyordu. Türklere uygulanan zulmü, baskıyı sansürsüz bir şekilde yazdı ve baskının hasebi olarak gördüğü Batı’yı sert bir dille eleştirdi. Bu nedenle Türklerin sempatisini kazanırken, başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın aşağılamalarına, hakaretlerine maruz kaldı. 1913 yılında basılan bu kitabında, özellikle 1. Dünya Savaşı ve Balkan Harbi sırasında Türk halkına yaşatılan acıyla birlikte, insan haklarından ve ilerlemeden dem vuran ülkelerin bu acıya kayıtsızlığının örneği niteliğinde yazışmalar var.