Her romanında Meksika’nın yazgısına başkaldıran Carlos Fuentes, Cam Sınır da da bir sınır kasabasının insanlarını ve sorunlarını yer yer şiir yüklü bir dille sergiliyor. Birbirinden bağımsız görünen dokuz öyküyü birleştiren en önemli bağ, Meksika gerçeğidir. Zaman zaman düzyazı-şiir diyebileceğimiz pasajların da eklenmesiyle, coşkulu, acılı, yergili bir dille tarihin derinliklerine de dalan yazar, Meksika’nın geri kalmışlığının, topraklarını Amerika Birleşik Devletleri’ne kaptırmış olmasının ve binlerce Meksikalının yok edilmesinin acısını soluyor. Cam Sınır da işçisiyle, kaçakçısıyla, aydınıyla, işbirlikçisiyle küçük bir sınır kasabasının serüveni anlatılıyor. Ucuz işçiye ihtiyaç olunca açılan sınırdan Amerika Birleşik Devletleri’ne yaşamlarını bile tehlikeye atarak geçmeye çalışan binlerce insanı, karşı tarafta da baskı, aşağılanma, hatta kaçak işçi sayılarak sınır dışı edilme bekler. Ekmek parası için yerinden yurdundan kopan, işçi kaçakçılarının ve bencil aracıların eline düşen kadın ve erkek işçiler aslında hep aynı yazgıyı paylaşmaktadırlar: Acımasız bir canavarla komşu olma yazgısını.

Benzer Kitaplar