Zarif Adam… Suskun, içine kapanık, kederli… İçinde yaşadığı topluma ait değil sanki. Bambaşka bir âlemde yaşıyor. Hem de ne güzel bir âlemde… Hayaller kuruyor Zarif Adam. Kâh göklerde uçuyor, kâh tüm hayallerini bir valize sığdırıp, otostopla dünyayı geziyor. Sandallarda yatıp, denizlerle söyleşiyor. Büyüdükçe büyüyor Zarif Adam. Tıpkı bir istiridye gibi, içinde büyüttüğü inciyi saçmak için büyüyor. Dize dize, satır satır, mısra mısra saçıyor söz incilerini. Üslupların en zarifiyle nicelerinin yüreğine dokunuyor. Sevdalı Zarif Adam. Edebiyata, insanlığa ve Yaradan’a sevdalı... “Yedi Güzel Adam” diyor, sevdasının paydaşlarına. Bambaşka bir pencereden baktığı hayata, yine kendince veda ediyor. “Kırlarda çiçekler bensiz açacak.” diyerek... Bir şairin destanıdır bu roman. Zamana kafa tutan ve kendi yolunu çizen insanlar arasında, zarifçe çizilmiş ince bir çizgidir. O çizgiyi görmeyen, bilemez edebiyatın zarafetini.