Servet-i Fünun yazarı Ahmet Hikmet’in ikinci hikaye kitabı olan Çağlayanlar 1922 onun ikinci dönemine aittir ve Milli Mücadele günlerinde Mehmet Emin’in şiirlerinin yoluna katılmak istemiştir. 14 Aralık 1330 31 Aralık 1914 tarihli mektubunda bunu açıkça belirtir: Benim masallarım sizin şiirleriniz karşısında ne kansız, ne uyutucu kalacak. Fakat gönül ister ki Çağlayanlar’ın yanında otursun da Türk Sazı’nı ağlatsın, çınlatsın. Hitap ettiği kitle ve onlarla aralarındaki duygu birliğinin belirtildiği bu fikir Türk milletinin zafere ulaşacağına inancı dile getirir. Masallarım dediği hikayelerini okuyucusunun ruhu gibi sade olmasını istediğini belirtir. Bu masallar ile arzu ettim ki senin firuze ruhuna tatlı bir renk, altın kalbine parlak bir cila vereyim. Görüyorum o renk siyah oldu, o cila donuk... Matem günlerinin taksiratı... Bazı yerleri Servet-i Fünun’u andırsa da, dil malzemesi bakımından çok sade olan Çağlayanlar bu açıdan dikkati çekmiştir. Yazar, belki de duygularını dizginleyemediğinden, hikaye olarak başlayan Üzümcü gibi bazı hikayeleri bir noktada denemeye döner. Üzümcü Mehmetçik’in övgüsü olmuştur.