İnsanlar kendilerine ve tüm dünyaya yabancılaşmışlardır. Rekabet, başarılı olma tutkusu ve herşeye sahip olmak eğilimi, sevginin, dostluğun ve dayanışmanın önüne geçmiştir. Herşey düşman, herkes rakip gibi görülmektedir. Tarihte en büyük tehlike, insanların köle olmaları iken, şimdiki tehlike insanların bir robot haline gelmeleridir. Bu durumdan kurtulabilmek için, insanın gerçek ihtiyaçlarına uygun sağlıklı bir toplumsal yapının kurulması gerekiyor. Böyle bir toplumsal yapı, insanın varoluşundan kaynaklanan ihtiyaçlara göre biçimlenmelidir. İnsanların birbirlerini sevdikleri, kardeşçe yaşadıkları ve kendilerini geliştirme fırsatlarını buldukları bir toplum düzeni, günümüz toplumlarının sonu olacak, ama aynı anda gerçek bir toplumsal düzenin doğumu anlamına gelecektir.