Geçilmez denen çölleri aştı insan, asırlar sonra unutuldu. Geçilir denen şehri geçmeye çalıştı, durduruldu. Kendi dünyasına sığmayıp yıldızlara ulaştı. Ölümsüzlüğün formülü ellerinden uçup giderken hiçbir şey yapamadı. Kendi türünü kırıp geçiren hastalıkları yendi. “Cadı” sandıklarını katletti. Alev kusan çubuklar icat edip karşısına çıkanı yerle bir etti. Yetmedi, dünya içinde sanal bir gerçeklik yarattı. Bir sürü mucize gördü, yine de büyünün varlığını anlamadı. Çünkü onu, gözünün önünde olanlardan hep ayrı tuttu. Büyünün gerçekliğini bir türlü kabul etmedi. İşte bu, sevdiği kadına büyünün de gerçeklikten bir parça olduğunu anlatma mücadelesi veren bir adamın hikâyesi.