Dünyanın dört bir yanını saran Cihan Harbi, Batı tarihçilerince uzun yıllar bir Avrupa savaşı olarak işlenmiştir. Avrupa dışı gelişmeler “tali” unsurlar olarak görülmüştür. Osmanlı’nın bu savaştaki rolü çoğu kez “marjinal” olarak nitelenmiştir. Osmanlı toprakları paylaşılmayı bekleyen bir ganimettir ve savaşta aktif bir rol oynaması beklenmez. Oysa Osmanlı, Cihan Harbi’nde yedi düvele karşı üç kıtada savaşmıştır. Galiçya’dan Arabistan çöllerine, Kafkasya’dan Süveyş’e Osmanlı ordusu seferberdir. Kaldı ki Osmanlı için Cihan Harbi, 1912’de Balkan Harbi ile birlikte, hatta daha cesur davranılırsa 1911’de Trablusgarp Savaşı ile birlikte başlamıştır. Balkan Harbi, Cihan Harbi ve Milli Mücadele bir bütünün parçalarıdır. Batı tarihçiliğinin bu konudaki aymazlığını sorgulayan tek bir kitap vardır. O da bir Fransız subayının yazmış olduğu ve Büyük Harpte Türk Harbi başlığı altında Türkçeye çevrilecek olan La Guerre Turque dans la Guerre Mondiale adlı eserdir. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın konumu uzun yıllar bu kitaptan izlenir. Büyük Harpte Türk Harbi askeri tarihimiz için son derece önemli bir başvuru kaynağı ve bir klasiktir. Nitekim bunu daha Cumhuriyet’in ilk yıllarında Erkân-ı Harbiye de görmüş olacak ki, kitap, Fransızca yayınlanışından kısa bir süre sonra üç cilt olarak şerhlerle Türkçeye kazandırılmıştır. Fransızların “edition critique” dedikleri yöntemle gerçekleştirilen çeviri, yazarın eleştirisi ve kimi yerlerde düzeltilerini içermektedir. Çeviriyi gerçekleştiren ve Larcher gibi hem subay hem askeri tarih uzmanı olan Harp okulu öğretmeni Mehmed Nihad, birçok yerde Larcher’nin verilerini sorgulamış ve zaman zaman düzeltmiştir. Bu bağlamda Türkçede yayınlanan üç cilde tam anlamıyla çeviri demek de doğru olmaz. Maurice Larcher’nin bu klasik eserinin, Mehmed Nihad’ın şerhleriyle Latin harflerine aktarılarak Ötüken Neşriyat tarafından okuyucusuna ulaştırılmış oluşu askeri tarihimiz açısından büyük bir kazançtır. Prof. Dr. Zafer Toprak

Benzer Kitaplar