Osho bu eserinde Buda, Bodhidharma ve Zerdüşt gibi önemli dini liderlere; Nietzsche, Heraklitos ve Sokrates gibi filozoflara; Halil Cibran, George Gurdjieff ve Jiddu Krishnamurti gibi düşünürlere hayat veriyor. Osho’nun anlatımı öylesine akıcı ve etkileyici bir üsluba sahip ki siz onu can kulağıyla dinlerken, o birbiri ardına sayısız önemli düşünceyi sıralayıveriyor. “Doğanın ne olduğunu tamamen unutmuşsun. Ve doğayı dışlamak için önce cinselliği dışlamak zorundasın. Çünkü bütün doğa cinsellikten yükselir. Bütün doğa taşmakta olan bir cinsellik ve aşk enerjisidir. Kuşlar şarkı söyler, ağaçlar çiçek açar... Bütün bunlar patlamakta olan cinsel enerjidir. Çiçekler seks sembolüdür, kuşların şarkı söylemesi cinsellik içerir, Tao baştan aşağı cinsel enerjiden başka bir şey değildir. Bütün doğa kendini çoğaltır, kendini sever ve sevgi ile cinselliğin daha derin zevklerine ve mutluluğuna doğru ilerler. Bu yüzden eğer doğayı yok etmek istiyorsan cinselliği yasakla, aşkı aşağıla, yaşamı ahlaki değerlerle kuşat. Bu ahlaki değerler ne kadar güzel görünürse görünsün onların güzelliği mermerden yapılmış mezarlar gibidir ve sen de o mezarın içinde yerini alırsın. Senin ahlakın ölümün bir türevidir. Ölümden önce o seni öldürür. Toplum seni öldürür.”