Bu kitapta, önde gelen üç bilim insanı kültürel ve kurumsal anlamda çok çeşitli düzenler içerisinde kullanışlı alan-notlarının nasıl yazılacağı konusunda rehber niteliğinde bir dizi öneri ve pratik tavsiyeler ortaya koyuyorlar. Örnek olarak henüz tamamlanmamış gerçek ‘çalışma’ notlarını kullanarak alan notlarının tamamlanmış metinlere dönüştürülmesinde düzenleme, inceleme ve üzerinde çalışma yapmak için çeşitli seçenekler sunuyorlar. Düzenlemeye ve betimleme yapmaya dair çeşitli stratejileri tartışıyor ve doğrudan gözlemlerin, sadece hafızadakilerle yetinmeyip daha önemli bir şekilde diyalogları ve hareketleri bir aktör gibi hatırlamayı, renkler ve biçimleri bir ressam gibi görebilmeyi ve ritimleri ve duygu hallerini bir şair gibi hissedebilmeyi öğrenerek canlı betimlemelere nasıl dönüştürüleceğini gösteriyorlar. Alan notlarının fazlasıyla kendine özgü, kişisel ve doğal bir yetenek olduğunu söyleyenlere karşı alan çalışması yaparken notlar almanın ve sonrasında bunları metne dönüştürmenin öğretilebilen bir yeti olduğunu göstererek oldukça net ve inandırıcı bir cevap veriyor.