Tevfik Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun son devirlerinde mühim vazifeler almış, fazileti, namusu ve kültürüyle tanınmış olan mümtaz şahsiyetlerden biriydi. II. Abdülhamid, Mülkiye'den birinci çıkanları mabeyn katibi olarak yanına alır ve bu iyi yetişmiş gençler sonradan idari vazifelere verilirlerdi. Tevfik Bey, bu çalışkan ve zeki birincilerden biriydi. İlk gençlik yıllarında Yıldız Sarayı'nda vazife alması onun için müstesna bir tecrübe devresi teşkil etmiş ve buradan Kudüs Mutasarrıflığı'na tayin olunmuştu. Bu muvaffakiyeti üzerine Kudüs Mutasarrıflığı'ndan Selanik Valiliği'ne tayin olunmuştu. Bu vazifeyi Konya, Yemen, Bursa, Ankara valilikleri takip etmiş, her yerde dürüst ve iyi bir vali olarak tanınıp sevilmişti. O devir içinde, garp neşriyatını takip eden, bir içtimai ve felsefi görüşe sahip bulunan sayılı idare adamlarımızdan biriydi. Tevfik Bey, vazifesinin icaplarını her şeyin üstünde tutan, liyakatsizlere sıra vermeyen, hakkı çiğnemeyen karakteriyle en çetin zamanlarda, en çetin şahıslara karşı durmasını bilmişti. İkinci Meşrutiyet'in fırka mücadelelerine girişmemiş, İttihatçı-İtilafçı kavgaları arasında tarafsız bir ihtisas adamı olarak kalmayı tercih etmişti. Bu vasfı ile Şura-yı-Devlet Reisliği'nde, daha sonra da, Divan-ı Muhasebat Reisliği'nde, dairelerin istiklalini hakkiyle korumuştu. Maliye Nâzırlığı vazifesini deruhte ettiği bu yıllarda İmparatorluk son zamanlarını yaşıyordu. Buna rağmen onun mali, iktisadi işler mevzuundaki vukufuna güveniliyor, namusu ve dürüstlüğü büyük bir emniyet unsuru sayılıyordu. Tevfik Bey, uzun bir idare ve siyaset hayatının bütün safhalarını zeki görüşüyle ve müspet tahlilleriyle yazmış, vak'aları, siyaset adamlarını, tarafsız bir lisanla canlandırmıştır.

Benzer Kitaplar