“Yaşanılan bazı şeyler, verilen bazı kararlar anlamsız, insafsız, boş ve ‘cezalandırma’ gibi gelebilir. Ama yargılananların davalarda yaptıkları savunmalarıyla asıl yargılananların yargılayanlar oldukları fark edilince, öfkelenmeler, siyasal iktidarın cezalandırma gücünü hatırlatmalar hiç boşuna değildir. Yargıladıklarının ‘gücü’ yargılayanların korkulu rüyalarıdır.” FİKRET İLKİZ Cumhuriyet gazetesi davaları… Sözcü gazetesi davası… Ahmet ve Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak davası… Murat Aksoy/Atilla Taş davası… Barış Akademisyenleri davaları… Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu davaları… İstinaf mahkemeleri tecrübesi… Gazeteci Canan Coşkun, 2010’ların sonlarında çok konuşulan bu önemli siyasi ceza davalarının seyrine dair etkileyici bir tasvir sunuyor. Bir iddianame-hüküm incelemesinden ziyade, mahkeme pratiğine dair bir tasvir… Sadece “dosyayı” değil ortamı, hal ve tavırları, iklimi, ruh hallerini anlatıyor. Yargılananların, “şeytanlaştırılanların” duruşları ve karşı sözleriyle beraber. Olağanlaşmış olağanüstü yargı rejiminin nasıl işlediğini gerçekten resmini çizerek gösteren bir tanıklık.