Bir yanılma, yanılsama ve kendini aldatma oldu sanat alanını kuşatan. Öyleyken, yani şiir, roman, öykü, sinema, heykel, tiyatro, dar bir alanda dolaşımdayken niye şiir yazıyoruz, niye gazetelerin “lütfen” ayırdıkları kültür sayfalarında yazmayı sürdürüyoruz? Yazmakta olduğum şiir niye beni geceyarısı uyandırıp masaya sürüklüyor, onu yeni baştan yazmakla yüzyüze getiriyor? Elbette kimse beni şiir ya da yazmakla görevlendirilmedi. Bahar, bahar olduğu için yeşertir doğayı; acı acı olduğu için yaşanır; sevda, sevda olduğu için…