Seni görmek, seni tekrar yanımda hissetmek için bilsen ne kadar sabırsızlanıyorum sevgilim! Her zaman seninle bir çatı altında yaşadığım için seni istediğim dakika görmeyi çok tabii bir şey sayıyorum. Şimdi senden uzakta bunun ne büyük bir saadet olduğunu takdir ediyorum. Bu birkaç günlük ayrılık bana bir ömür kadar uzun geldi. Daha birkaç gün seni görmeyeceğimi; senin güzel gözlerinin bakışını gözlerimde hissetmeyeceğimi; altın saçlarının güneş altında yanan tellerini parmaklarımla okşayamayacağımı; seni kollarımın sıkı çemberi arasına alarak göğsüme basamayacağımı; dudaklarının sıcak nefesini dudaklarımda duyamayacağımı tasavvur ettikçe her şeyi bırakmak, bütün işlerimi yüzüstüne terk ederek sana koşmak istiyorum. Senden uzakta öyle zavallıyım ki Neri, bunu ancak kollarımı sana doğru açtığım dakika unutabileceğim... Halk arasında çok okunan romanların yazarı Muazzez Tahsin Berkand, eserlerinin çoğunda güçlü kadın karakterleri yansıtmış; çoğunlukla aşk konularını ele aldığı bu eserleri pek çok baskı yapmış ve filme alınmıştır. Romanlarında İstanbul’u ve o zamanın yaşayışını pek güzel resmetmiş; şimdilerde bizi belki de özlemle anılan o günlere, incelikler deryasına götürmüştür. Öyle ki Selim İleri, yazarın eserleri için şu güzel tanımlamayı yapmıştır: Muazzez Tahsin Berkand’ın romanlarında, eskilerin ‘aile terbiyesi’ dedikleri, yıldızı sönüp gideli epey olmuş o yaşama biçimi, yaşama görgüsü daima duyumsanır.