“Bu resim ne anlatıyor” serisinin üçüncü kitabında günlük hayata dair resimler ele alınıyor. Günlük hayat konulu resimler yapıldıkları dönemin eğilimlerini ve düşünsel yapısını yansıtır. Görsel belge olarak da kullanılabilen imgelerin yanıltıcı olabileceği de bir gerçektir. Burada örnekleri sunulan günlük hayat resimlerine de bu yanılma payını akılda tutarak yaklaşmak ve gerektiğinde kesin yargılardan kaçınmak ya da tersine bir yol izleyerek yazılı kaynaklardan teyit almak gerekebileceğini unutmamak gerekir. Antik dönemde Mısır’da mezar duvarlarında, Yunan vazo resimlerinde ve Roma duvar fresklerinde; Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte gerçek dünya yerine farklı dünyayı resmetme gayretine rağmen özellikle geç Ortaçağ boyunca inananların gündelik yaşamlarını düzenleyen kitaplar içinde günlük yaşama dair görüntüler yer almıştır. İnsanın kendisini önemsemeye başladığı Rönesans döneminden itibaren günlük hayat yeniden resmedilir olmuş, 17. yüzyıla gelindiğindeyse özellikle Kuzey Avrupa resim örnekleri arasında günlük hayat önemli bir tür oluşturmuş ve buradan Avrupa’ya yayılmıştır. Bu resimlerde alelade gibi görünen anlatımların arkasında, zaman zaman nesnelerin saklı simgesel anlamları aracılığıyla ciddi ahlaki öğütler de söylenmeye çalışılır. Kitapta ağırlıklı olarak 17. ve 18. yüzyıldan olmak üzere 131 resim üzerinden ev içlerindeki sıradan hayatlar, mutfaklar, yemek ve yatak odaları, sokak satıcıları, pazar yerleri, çeşitli meslek insanları (avukatlar, maliyeciler, tefeciler, doktorlar, simyacılar, terziler), genelevler, eğlenceler (partiler, düğünler, konserler), resim koleksiyonları aktarılmıştır. “Bu resim ne anlatıyor?” serisi Erdem ve Alegoriler konularıyla yayınlanmaya devam edecektir.