Doğu hükümdarlarının özellikle de Osmanlı padişahlarının harem yaşamları, aileleri merak konusu; bu merakı kamçılayansa gizemli harem ortamlarıdır. Saraylar daha çok bu merakla geziliyor. Padişahların yaşam öyküleri de harem çeşnisiyle tatlandırıldığı oranda sürükleyici oluyor. Tarih içerikli romanlara duyulan ilgi, yine aynı nedene dayanır. Fakat gerçek şu ki; siyasi-askeri içerikli veya romansı yapıtlardan padişahların eşlerini, kızlarını tanımak mümkün değildir. Bursa, Edirne, İstanbul saraylarının iç alemlerini, bu mekanlara imparator, kral, prens, bey saraylarından gelen soylu gelinleri; köle pazarlarından, akıncı, korsan talanlarından savrulmuş bahtlı bahtsız güzelleri; yani hatunları, hasekileri, gözdeleri, kadınefendileri, ikballeri; bunlardan doğan, masal perileri misali padişah kızlarını, kapsamlı bir kitabın sayfalarında sıralı bulmak, tanımak; bu alandaki bilgi eksikliğimiz ya da öznel yorumlarımız açısından herhalde önemlidir. Daha önemli olansa saray kadınları hakkında belleklerde yer etmiş hüküm ve kanıların ne ölçüde doğru olduğunu denetleyebilmektir. Kaynaklardan, belgelerden damıtılarak yazılan Bu Mülkün Kadın Sultanları’ndaki 297 padişah eşiyle 267 padişah kızı arasında okuyucuyu şaşırtacak, düşündürecek, acındıracak, sevdirecek onlarca kimlik olması doğaldır. İki ayrı boyutta, 23 baskı yapan, çok okunan ve beğenilen Bu Mülkün Sultanları: 36 Osmanlı Padişahı’ndaki gerçek yaşam öykülerini bir kez de eşlerinin, kızlarının portreleriyle buluşturmayı üstlenen yazarımız zevkle ilgiyle okunacak, her zaman başvurulacak Bu Mülkün Kadın Sultanları’nı da yıllarca süren çalışması sonunda tamamlamış bulunuyor.