“Tuhaftır ama hiçbir zaman kırklarımı düşünmemiştim. Yirmili yaşlarımdayken otuzlarımı hayatımın aşkıyla ve çocuklarımızla geçireceğimi düşünürdüm. Yumurta kırmayı bile bilmeyen ben, altmışlarıma geldiğimde torunlarıma elmalı turtalar yapacağımı hayal ederdim; ne var canım, öğreniverirdim işte. Ve seksenlerimde, yıkkın bir nine olarak arkadaşlarımla viski içecektim. Gelgelelim bir türlü kırklı yaşlarımı öngöremiyordum. Ellilerimi de öyle. Ama işte buradayım. Annemin cenazesindeyim ve üstüne bir de kırk yaşındayım.” Taslak olarak ortaya çıktığı anda dünya yayıncıları arasında bir heyecan dalgası yaratan ve henüz yayımlanmadan hakları 33 ülkeye satılan Bu da Geçecek, kırklarında bir kadının kaybettiği annesinin ardından yazdığı sessiz bir mektup; kadın olmak, özgürce, zarafetle yaşamak ve yaşlanmak üstüne baş döndürücü dürüstlükle yazılmış bir itirafname. Romanın tepesinde Akdeniz güneşi, önünde deniz, hanesinde ise güzel dostlar ve aşıklar var. En hüzünlü anlarda bile eğlenceli ve hayat dolu dilini koruyan -"Neşeli olmak bir zarafet biçimidir," diyor bir satırında- büyüleyici bir roman. Hayattan kocaman bir ısırık koparmaya kararlı, etkileyici bir ses. -ARA, İspanya- Küçük ama unutulmaz bir roman. -Marie Claire, Fransa- Bir roman 'ferahlatıcı' olarak nitelendirilebilir mi? Bu da Geçecek, on altı derecelik deniz suyuna dalmak gibi. -Le Figaro-