ada kahvesinde, huzursuzluğun kitabı’nı okurken tüketmişti son kalan tırnaklarını da. ‘aslında hiçbir köprü karşıya geçirmez’ diye yazmıştı iç kapağına pavurya resimleri çizdiği, sayfaları sararmış not defterine. ‘sen karşıya geçtiğini sanırsın ama bu sefer de geldiğin yer karşıda kalmıştır’. avucuna batmış çakırdikenini kalemin arkasıyla çıkarmaya çalışırken.